1 Ağustos 2007 Çarşamba

TURAN NEDİR?

TURAN NEDİR?


Türkçülük ile Turancılığın ayırımlarını anlamak için Türk ve Turan topluluklarının sınırlarını belirlemek gerekir. Türk, bir milletin adıdır. Millet kendine özgü bir kültürü olan bir topluluk demektir. Öyleyse Türk'ün yalnız bir dili, bir kültürü olabilir.

Oysa Türk'ün kimi kolları, Anadolu Türkleri'nden ayrı bir dil, ayrı bir kültür yaratmaya çalışıyorlar. Diğer Türk illeri birer ayrı dil, ayrı edebiyat ve ayrı kültür oluşturmaya çalışırlarsa, Türk Milleti'nin sınırları daha daralmış olur.

Bugün kültürce birleşmesi kolay olan Türkler, özellikle Oğuz Türkleri, yani Türkmenlerdir. Türkiye Türkleri gibi Azerbaycan, İran ve Harizm ülkelerinin Türkmenleri de Oğuz uruğundandır. Bunun için Türkçülükteki yakın ülkümüz Oğuz birliği, yani Türkmen birliği olmalıdır. Bu birlikten amacımız nedir? Siyasal bir birlik mi? Şimdilik hayır! Gelecekle ilgili bugünden bir yargıya varamayız. Fakat bugünkü ülkümüz, Oğuzlar'ın yalnız kültürce birleşmesidir.

Oğuz Türkleri bugün dört ülkede yayılmış olmakla birlikte tümü birbirine yakındırlar. Dört ülkedeki Türkmen illerinin adlarını karşılaştırırsak, görürüz ki birinde bulunan bir ilin ya da boyun öbürlerinde de kolları vardır.

Örneğin Harizm'de Tekeler ile Sarılar'ı ve Karakalpaklar'ı görüyoruz. Yurdumuzda Tekeler, bir sancak oluşturacak kadar çoktur, dahası bir bölümü bir zamanlar Rumeli'ye yerleştirilmiştir. Türkiye'de sarılar özellikle Rumkale'de otururlar. Karakalpaklar ise Karapapak ve Terekeme adını alarak Sivas, Kars ve Azerbaycan yörelerine yerleşmişlerdir. Harizm'de Oğuz'un Salur ve İmralı boylarıyla Çavda ve Göklen (Karluklardan Kealin) illeri vardır. Bu adlara Anadolu'nun çeşitli noktalarında rastlanır. Göklen, kendi adını Van'da bir köye Gökoğlan şeklinde vermiştir.

Oğuz'un Bayat ve Afşar boyları da gerek Türkiye'de, gerek İran'da ve Azerbaycan'da bulunuyor. Akkoyunlular ile Karakoyunlular da bu üç ülkede yayılmışlardır. Öyleyse Harizm, İran, Azerbaycan ve Türkiye ülkeleri etnografyası bakımından aynı uruğun yurtlarıdır. Bu dört ülkenin toplamına Oğuzistan adını verebiliriz. Türkçülüğün yakın ereği, bu büyük bölgede yalnız bir tek kültürün egemen olmasıdır.

Oğuz Türkleri genellikle Oğuz Han'ın torunlarıdır. Oğuz Türkleri birkaç yüzyıl öncesine gelinceye değin uyumlu bir aile olarak yaşarlardı. Örneğin Fuzuli bütün Oğuz kollarında okunan bir Oğuz şairidir. Korkut Ata Kitabı, Oğuzlar'ın resmi Oğuzname'si olduğu gibi, Şah İsmail, Aşık Kerem, Köroğlu gibi halk yapıtları da bütün Oğuz iline yayılmıştır.

Türkçülüğün uzak ülküsü ise Turan'dır. Turan, kimilerinin sandığı gibi Türkler'den başka Moğollar'ı, Tunguzlar'ı, Fin-Ugorlar'ı, Macarlar'ı da içine alan bir budunlar topluluğu değildir. Bu topluluğa bilim dilinde Ural-Altay topluluğu denilir. Bununla birlikte bu sonki topluluğa bağlı budunların dilleri arasında bir yakınlık bulunduğu da henüz kanıtlanamamıştır. Öyle ki, kimi yazarlar, Ural Budunları ile Altay budunlarının birbirinden iki ayrı topluluk olduğunu ve Türkler'in, Moğollar ve Tunguzlar ile birlikte Altay topluluğuna, Fin-Ugorlar ile Macarlar'ın da Ural toluluğuna bağlı bulunduklarını ileri sürüyorlar. Türklerin, Moğollar ve Tunguzlar ile de bir dil yakınlığı olduğu da kanıtlanamamıştır. Bugün bilimsel olarak saptanan bir gerçek varsa, o da Türkçe konuşan Yakut, Kırgız, Özbek, Kıpçak, Tatar, Oğuz gibi Türk boylarının dilce ve gelenekçe budunsal bir birliğe sahip bulunduğudur. Turan sözcüğü, Turlar, yani Türkler demek olduğu için, yalnızca Türkler'i içine alan bir birliğin adıdır. Öyleyse Turan sözcüğünü bütün Türk kollarını içine alan büyük Türk ülkesi için kullanmamız gerekir. Çünkü Türk sözcüğü, bugün yalnız Türkiye Türkleri'ne verilen bir ad olmuştur. Türkiye'deki Türk kültürü içine girenler, doğal olarak yine bu adı alacaklardır. Benim kanımca bütün Oğuzlar yakın bir zamanda bu adda birleşeceklerdir. Fakat Tatarlar, Özbekler, Kırgızlar, ayrı kültür oluştururlarsa, ayrı uluslar halini alacaklarından, yalnız kendi adları ile anılacaklardır. O zaman bütün bu eski yakınları budunsal bir birlik olarak birleştiren ortak bir ada gerek duyulacak. İşte bu ortak ad Turan sözcüğüdür.

Türkçülerin uzak ülküsü, Turan adı altında birleşen Oğuzlar'ı, Tatarlar'ı, Kırgızlar'ı, Özbekler'i, Yakutlar'ı, dilde, edebiyatta, kültürde birleştirmektir. Bu ülkünün bir gerçekliğe dönüşmesi olanağı var mı, yok mu? Yakın ülküler için bu yön aranırsa da, uzak ülküler için aranmaz. Çünkü uzak ülkü ruhlardaki coşkuyu sonsuz bir aşamaya yükseltmek için, ulaşılmak istenen çok çekici bir düştür. Üçyüz milyon Türk'ün bir ulus olarak birleşmesi Türkçüler için en güçlü çoşku kaynağıdır. Turan ülküsü olmasaydı, Türkçülük bu denli hızla yayılmayacaktı. Bununla birlikte kim bilir? Belki gelecekte Turan ülküsü de gerçekleşecektir. Ülkü, geleceğin yaratıcısıdır. Dün Türkler için düşsel bir ülkü olan ulusal devlet, bugün Türkiye'de gerçekleşmiştir.

Öyleyse Türkçülüğü, ülküsünün büyüklüğü bakımından üç aşamaya ayırabiliriz:

1) Türkiyecilik

2) Oğuzculuk

3) Turancılık

Bütün gerçeklik alanında yalnız Türkiyecilik vardır. Fakat ruhların büyük bir özlemle aradığı Kızıl Elma, gerçeklik alanında değil, düş alanındadır. Türk köylüsü Kızıl Elma'yı düşlerken gözünün önüne eski Türk ilhanları gelir. Gerçekten Turan ülküsü geçmişte bir düş değil, gerçeklikti. İsa'dan 210 yıl önce Kun Başbuğ'u Mete, Kunlar (Hunlar) adı altında bütün Türkleri birleştirdi zaman Turan ülküsü gerçekleşmişti. Hunlardan sonra avarlar, Kırgız-Kazaklar, daha sonra Kür Han, Cengiz Han ve sonuncu olmak üzere Timurlenk Turan ülküsünü gerçekleştirmediler mi?

Turan sözcüğünün anlamı böyle sınırlandırıldıktan sonra artık Macarlar'ın, Fin-Ugorlar'ın, Moğollar'ın, Tunguzlar'ın, Turan ile bir ilgileri kalmaması gerekir. Turan bütün Türklerin geçmişte ve belki de gelecekte bir gerçeklik olan büyük yurdudur.

Turanlılar, yalnız Türkçe konuşan uluslardır. Eğer Ural ve Altay ailesi gerçekten varsa, bunun kendine özgü bir adı olduğundan, Turan adına gereksinme duyulamaz.

Bir de kimi Avrupalı yazarlar, Batı Asya'da asılları bakımından Samiler ya da Ariler'den olmayan bütün budunlara Turan adını takıyorlar. Bunların amacı, bu budunların Türkler'in yakını olduğunu onaylamak değildir. Yalnız Samiler ile Ariler'den başka budunlar olduğunu anlatmak içindir.

Bundan başka kimi yazarlar da Şehname'ye göre Tur ile İrec'in kardeş olduğuna bakarak Turan'ı eski İran'ın bir bölümü saymaktadırlar. Oysa Şehname'ye göre Tur ile İrec'in üçüncü bir kardeşleri daha vardır ki adı Selem'dir. Selem ise İran'ın boyun dedesi değil, bütün Samiler'in ortak atasıdır. Öyleyse Feridun'un oğulları olan bu üç kardeş, Nuh'un oğulları gibi, eski etnografik bölümlerin adlarından doğmuştur. Bundan anlaşılıyor ki Turan İran'ın bir parçası değil, bütün Türk illerini içine alan Türk birliğidir...


"Türkçülüğün Esasları", Ziya Gökalp, Sayfa: 20-24

Hiç yorum yok: